1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Küresel bir tehdit ‘Politik Narsisizm’!

Küresel bir tehdit ‘Politik Narsisizm’!

featured
kuresel-bir-tehdit-politik-narsisizm.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üsküdar Üniversitesi Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ‘Birinci Uluslararası Politik Psikoloji Çalıştayı’, çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Çalıştayda Türkiye’de politik psikoloji alanında yürütülen çalışmalar, akademik iş birlikleri, kurumsal paydaşlıklar ve uluslararası görünürlük gibi konular ele alındı.

Liderlerin narsistik özelliklerinden toplumsal kaygının artışına, disiplinler arası iş birliklerinden yayın ve eğitim çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede değerlendirmeler yapılan çalıştay, politik psikolojiyi Türkiye’de daha etkin ve yaygın hale getirmeyi amaçladı.

Çalıştayın açılış konuşmalarını Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı, Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak gerçekleştirdi. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Beyin fırtınası yapmak önemli”

Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezinin kuruluş amacına işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Buradan projeler çıkması, çeşitli gözlemler yapılması yani uluslararası bağlantılar kurulması gerekiyordu. Bununla ilgili altyapımız, hocalarımız, yeteri kadar olgunlaştı. Umarım bu çalıştay daha sonra uluslararası kongrelere dönüşür. Bununla ilgili ilk başta bir beyin fırtınası yapmak önemli.” diyerek sözlerine başladı.  

“Politik psikoloji, küresel tehdit haline gelen politik narsisizmle de ilgilenmeli”

Liderlerin narsist özelliklerinin bilimsel çerçevede incelenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“Politik psikoloji şu anda küresel bir tehdit haline gelen politik narsisizmle de ilgilenmeli. Geçen sene iletişim günlerinde dijital narsisizmi konuşmuştuk. Dijitalleşmenin yaptığı narsisizm kongrenin ana temasıydı. Bugün burada liderlik konuşacağız. Liderlerin narsistik özelliklerini konuşacağız. Bunları bilimsel bir alanda kalarak konuşmak gerekiyor. Mesela bir anne baba da narsistik bir lider olabilir. Bir şirketin yöneticisi de olabilir. Bir ülkenin yöneticisi de olabilir. Bunların temel özellikleri var. Bu tarz kişiler aşırı övgü bekliyorlar. Sürekli takdir görmek istiyorlar. Eleştiriye tahammülsüz, savunmacı, agresif oluyorlar. Sonra hep her başarıyı da sahipleniyorlar, hataları başkalarına yüklüyorlar. Empati kurmakta zorlanıyorlar ve güç odaklı davranıyorlar, bu en tehlikelisi. İşte şu anda Ortadoğu’da yaşadığımız olaylarda etnik narsisizm var. Bazen ulusal kimliği yücelterek de olabiliyor. Tarihsel travmaları da ve başarıları da narsistik amaçla kullanıyorlar. Bu küresel narsisizmin araçsallaştırılması çok tehlikeli böyle olunca da kolektif bir narsisizm ortaya çıkarıyor.”

“Hakikati arama niyetiyle hareket etmeliyiz”

Bilimsel bir metodoloji kullanarak doğruları aramak gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Hakikati arama niyetiyle hareket etmeliyiz. Önümüzdeki kongrenin konusu adalet üzerine olabilir. Çünkü narsisizmin çözümü adalet, adil denge kurabilmekle, adil sınırlar çizmeyle ilgili. Adalet psikolojisi tarzında bir yaklaşım olabilir. Biz bir kaftan biçeceğiz kime uyar uymaz bilemeyiz. Biz ama biz orada bir şeyleri ölçüp biçip anlatmak durumundayız.” dedi.

Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak: “Türkiye’nin dört bir yanından bu alanda çalışan insanların olduğunu gördük”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak; “Bu çalıştayın esas maksadı herhangi bir tema üzerinden konuşmak yerine daha çok iş birlikleri, hep beraber birbirimize nasıl destek olabiliriz, nasıl ortak projeler geliştirebiliriz, ne yapabiliriz diye konuşmak. Biz Üsküdar Üniversitesindeki Politik Psikoloji Merkezimizi Nevzat Hocamızın liderliğinde açtık. Önce bize o yol göstermişti. Ben de o zaman zaten sırf bu merkezi kurmak için Üsküdar Üniversitesine gelmiştim, Oxford’dan döndüğüm dönemde. 2018’de merkezimizi kurduk. Kendi çapımızda araştırmalar, çalışmalar yapıyoruz. Aslında Türkiye’nin dört bir yanından bu alanda çalışan insanların olduğunu gördük, hocalarımız olduğunu gördük. Bugün dünyanın dört bir yanında politik psikoloji çalışan dostlarımız, akademisyenlerimiz, meslektaşlarımız bizlerle değerli bilgiler paylaşacak.” diyerek sözlerine başladı.

“İnsanlar kaygıyı normalize etmiş durumda”

Toplumsal ruh halini anlamak için siyasal davranışların kökenine bakılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kaynak; “Zamanın sadece iktisadi ya da siyasi ruhu olmuyor, zamanın bir de psikolojik ruhu var. İçinde yaşadığımız dönemde insanlar daha karamsar, daha yalnız, daha yabancılaşmış, daha kaygı içinde ve kaygıyı artık normalize etmiş durumda bir insan topluluğu var. Yani trilyonlarca dolarlık mental hastalık bütçeleri var. 2030 yılında 16 trilyon dolarlık bir mental rahatsızlıklar maliyeti var dünyanın, küresel maliyeti. Şu anda bu rakam 5 trilyon dolar. Yani bakıldığı zaman 5 yıl içerisinde 16 trilyon dolara çıkması, insanlığın çok ciddi bir psikolojik problem içerisine gireceğini de bekliyorlar. Yani önümüzdeki dönemde antidepresansız yaşayamayacak milyarlarca insandan söz ediyor olacağız. Toplumsal ruh halini anlamak, bugünkü siyasal davranışlarımızın da kökeninde bunun yattığını bilmek önemli.” dedi.

“Doktora öğrencilerimize büyük katkılar sağlandı”

Politik Psikoloji Merkezinin çalışmalarından bahseden Prof. Dr. Kaynak; “Politik Psikoloji Merkezi olarak doktora öğrencilerimiz genellikle psikoloji bölümünden, psikoloji doktorası verdiğimiz için onların katılımıyla oluşuyordu. İlk başta psikoloji bölümüne politik psikoloji dersi açıldığında bayağı bir itiraz da ettiler, bizim ne alakamız var diye. Fakat sonradan o kadar memnun kaldılar ki tezlerini dönüştürenler oldu, makaleler yazdılar ve kendi hastalarını bizzat görürken bile çok faydası olduğunu, yeni bir bakış açısı geliştirdiklerini söylediler. Yani psikoloji eğitimine de doktora eğitimine de çok katkısı oldu. Biz de Üsküdar Üniversitesi Politik Psikoloji Merkezi olarak dört tane kitap çıkardık. COVID döneminde iki tane çıkardık. Sonra da ‘Mekana Dair Psikopolitik Okumalar’ diye bir başlıkta çıkardık. Sosyolojiyle politik psikolojiyi karıştırdık. Editoryal çalışmalara devam ediyoruz. Hadiye hocamızla beraber en son yazdığımız ‘Travmadan Zafere’ kitabında da Politik Psikoloji Merkezimizin yine adını anmış olduk. Böyle yayınlara devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.   

Prof. Dr. Havva Kök Arslan: “Hedefimiz iyi insan yetiştirmek”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan, çalıştay kapsamında konuştu. Prof. Dr. Arslan; “Barış çalışmaları politik psikolojinin bir üst şemsiyesidir. Orada politik psikoloji değil peace psychology yani barış psikolojisi diye adlandırılıyor. Orada böyle bir normatif tavır var. Çünkü orada tarafsız olamayız. Yani iyi insan olmak, barışçıl insan olmak esastır deniyor. Dolayısıyla hedefimiz iyi insan yetiştirmek, iyi bir toplum yetiştirmek, oradan da küresel barışa ulaşmak. Politik psikolojiye çok fazla yoğunlaşıldığı zaman biz kendi toplumumuzu sorgulamaya başlıyoruz. Bizim liderlerimiz neden böyle ya da işte Amerika’nın lideri neden böyle? Halbuki bunları üreten sisteme bakmak lazım. Politik psikoloji de bu araçlardan bir tanesi gibi geliyor bana. O yüzden de stratejik araştırma merkezinde çok farklı şeyler yapmaya çalışıyorum.” dedi.

Doç. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı: “Birbirimize her anlamda destek olalım”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, “Politik psikoloji alanı aslında son derece enteresan. Ne yazık ki ülkemizde gerçek manada gelişememiş bir alan. Oysa bütün hocalarımın da ifade ettiği gibi aslında pek çok bilimin psikolojiden bağımsız olarak gerçek manada sonuca ulaşamayacağı gerçeği bu kadar hakimken, çoğumuz bunun bu kadar farkındalığını yaşarken ne yazık ki disiplinler arası bir alan olan politik psikoloji konusunda memleketimizde gerçek manada bir adım atılabilmiş değil. Biz bu yoldan devam ederiz ve epey de şeyler yaparız diye düşünüyorum. Bu toplantıyı bunun için yaptık. Bu görüşmelerimiz devam edecek. Hedefimiz politik psikoloji sempozyumları yapmak. Bunun dışında yayınlarımızı beraber yapmak isteriz. Politik psikolojik yazıların dergilerde yayınlanması kolay değil. Yani birbirimize her anlamda destek olalım. Bizim merkezimizin temel gayesi bu. Bu toplantıyla birlikte görüyorum ki bu anlamda bir arzu, istek de var. İnşallah hep beraber alanımızı çok daha ileri boyutlara taşırız.” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas: “Psikoloji bölümü olarak her türlü desteği vereceğiz”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Ben aslında klinik psikoloji ve spor psikolojisi alanında çalışıyorum. Deniz hocamın da bahsettiği gibi Politik Psikoloji grubunun ortaya çıkardığı Mekana Dair Psikopolitik Okumalar kitabında stadyumların psikopolitiğine dair bir bölümde ben de katkı sağladım. Orada hem aslında biraz spor sosyolojisine hem de politik psikolojiye girmiş oldum. Dolayısıyla alana tanışıklığım çok daha kısıtlı sizlere göre. Psikolojide kişilik kuramlarından tutun, doğan çocuğun doğum sırasının devrimleri destekleyici ya da karşıt olmasına ilişkin kuramlardan, spor psikolojisi alanında da işte liderlik çalışıyoruz, motivasyon çalışıyoruz, rekabet çalışıyoruz. Bunların hiçbiri de bu sizlerin de konuştuğu konulardan çok da bağımsız değil. Dolayısıyla ben Psikoloji Bölümü olarak elimizden gelen tüm desteği vereceğimizi söylemek amacıyla buradayım. Her türlü desteğe bölümümüz olarak açığız. Elimizden geldiğince çalışmalara katkı sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Alim Yılmaz: “Felsefeyle dünyayı anlamak kolay bir mesele değil”

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Yılmaz, “Felsefeyle dünyayı, insanı, toplumu anlamak kolay bir mesele değil. Onun yanında psikolojiye, sosyolojik bakışa ciddi manada ihtiyacımız var. Benim doktora yaptığım dönemlerde postmodernist eğilimler revaçtaydı. Orada postmodernizmin temel varsayımı faili ön plana çıkaran bir yaklaşım esasında. Yani moderniteye karşıt olarak bireyi öne çıkaran bir yaklaşım. Ben de hep bunu anlamaya çalıştım. Bunu yaparken işte yolum doğal olarak sosyal psikolojiye gitti. Biz bireyi, lideri, kişilik özelliklerini anlamaya çalışıyoruz. Buna özetle yapı diyoruz. Toplum, kültür, gelenek, tarih, dil de diyebiliriz. Dolayısıyla bunu bir bütün içinde anlamaya çalışmak lazım.” dedi.

Prof. Dr. Özlem Gümüş: “Burada lider yetiştiriyor olmak güzel bir duygu”

Louisiana State University öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Gümüş, “Liderlik çalışmaları doktora programında dersler veriyorum. Lider yetiştirmeye çalışıyorum. Yani Amerika’da her alanda lider konumunda olan öğrencilerimle dokunmaya çalışıyorum. Yaş yelpazesi gerçekten çok geniş. Yani 20’li yaşlardan 60’lı, 70’li yaşlara kadar öğrencilerim var. Onlara liderlik öğretmeye çalışıyorum. Sadece politik lider yok. O yüzden kendimi politik liderlikten de çok uzaklaşmış olarak hissetmiyorum. Belki de en çok düzeltilmesi gereken toplumların bir tanesinin içerisinde yaşıyorum. O yüzden de hani yaptığım işten gerçekten gurur duyuyorum, burada lider yetiştiriyor olmak güzel bir duygu. Politik liderlikte genelde vaka çalışmaları üzerinden gidiyoruz. O profile uyan yüzlerce insanla çalışma yapmak çok mümkün olmadığı için biraz daha bireyler üzerinden, vaka çalışmaları üzerinden gitmeye çalışıyorum.” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Küresel bir tehdit ‘Politik Narsisizm’!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin