1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Ağız bakım alışkanlıkları dolgunun ömrünü etkiliyor!

Ağız bakım alışkanlıkları dolgunun ömrünü etkiliyor!

featured
agiz-bakim-aliskanliklari-dolgunun-omrunu-etkiliyor.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ağız bakım alışkanlıkları dolgunun ömrünü etkiliyor!

Diş dolgularının farklı malzemeler kullanılarak yapılabildiğini belirten uzmanlar, kullanılan malzemeye göre farklı avantaj ve dezavantajları olduğunu söylüyor. 

Amalgam, kompozit, seramik ve cam iyonomer dolguların özelliklerine değinen Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Özge Mimir, dayanıklılık, estetik görünüm ve maliyet gibi faktörlerin dolgu seçiminde belirleyici olduğunu vurguladı. Bir diş dolgusunun genellikle 5-15 yıl arasında dayanabildiğini ifade eden Mimir, “Bu süre kullanılan malzemeye, dolgunun yerleşim yerine, kişinin ağız bakım alışkanlıklarına ve çiğneme alışkanlıklarına göre değişebilir.” dedi.  

Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Özge Mimir, diş dolguları seçenekleri hakkında bilgi verdi.

Diş dolgularında farklı türde malzemeler kullanılabiliyor

Diş dolguları için farklı türde malzemeler kullanılabildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Özge Mimir, “Amalgam (gümüş) dolgular, kompozit (beyaz) dolgular, seramik (porselen) dolgular ve cam iyonomer dolgular kullanılabiliyor.” dedi. 

Her bir dolgu türünün avantajları ve dezavantajları olduğuna vurgu yapan Mimir, 

Amalgam dolgular dayanıklıdır ve uzun ömürlüdür. Genellikle arka dişlerde tercih edilir, çünkü dayanıklılığı yüksektir. Uygulama süresi kısa ve maliyeti düşüktür. Dezavantajları arasında ise, estetik açıdan hoş görünmemesi, nadir de olsa alerjik reaksiyonlara neden olması, uygulandıktan sonra çıkarılmasının zor olması ve uygulama için dişten fazlaca madde kaldırılmasının gerekmesi sayılabilir. Ayrıca, çinko toksisitesini önlemek için yapım ve söküm aşamalarında özel önlemler alınması gerekir.” açıklamasını yaptı.

Hem avantajları hem dezavantajları var… 

Diğer dolgu yöntemlerinin avantajlarına ve dezavantajlarına da değinen Dr. Öğr. Üyesi Özge Mimir, şöyle devam etti:

“Kompozit dolgular estetik olarak dişle uyum sağlar ve doğal görünür. Dişe daha az müdahale edilir çünkü dişten az madde kaldırarak yapılabilir. Diğer dolgulara kıyasla daha az genişletici işlem yapılır. Ancak amalgam dolgulardan daha az dayanıklıdır, özellikle çiğneme gücüne karşı hassastır. Zamanla renk değişikliği yapabilir. Maliyet olarak amalgam dolgudan daha pahalıdır. Yapımı amalgam dolguya göre daha uzun sürer. 

Seramik dolgular da estetik açısından oldukça başarılıdır, doğal diş rengindedir. Dişe çok iyi uyum sağlar ve uzun süre dayanabilir. Hastanın tamamen dişi ile uyumlu bir şekilde laboratuvarda özel hazırlanır. Dişin şekli ve fonksiyonu korunur. Öte yandan yüksek maliyetlidir. Dişin hazırlanması ve uygulanması birden fazla seans gerektirebilir. Özellikle çok büyük dolgular için dikkatli kullanım gerektirir.

Cam iyonomer dolgular ise dişe mineral salınımı yaparak dişi güçlendirebilir. Dişin doğal yapısına daha yakın olabilir. Suyu emerek dişi koruyabilir. Çürük oluşumu açısından daha koruyucu olabilir. Bununla birlikte estetik olarak kompozit veya porselen kadar iyi değildir. Dayanıklılığı daha düşüktür. Genellikle küçük dolgular için uygundur. Renklenme yapabilir.”

Ağız bakım alışkanlıkları dolguların ömrünü etkiliyor!

Bir diş dolgusunun genellikle 5-15 yıl arasında dayanabildiğini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Özge Mimir, “Bu süre kullanılan malzemeye, dolgunun yerleşim yerine, kişinin ağız bakım alışkanlıklarına ve çiğneme alışkanlıklarına göre değişebilir.” dedi.

Dolguların ömrünü etkileyen faktörlere açıklık getiren Mimir, bu faktörleri şöyle sıraladı:

“Amalgam dolgular genellikle daha uzun ömürlüdür (10-15 yıl), kompozit ve seramik dolgular ise genellikle 5-10 yıl dayanır. Çiğneme gücünün yüksek olduğu arka dişlerde kullanılan dolgular daha hızlı aşınabilir. Düzenli fırçalama, diş ipi kullanma ve profesyonel temizlik, dolguların ömrünü uzatan en önemli faktörlerden biridir. Diş gıcırdatma (bruksizm), sert yiyecekler yeme veya dişleri sıkma gibi alışkanlıklar dolguların ömrünü kısaltabilir. Dolgu öncesi mutlaka bu alışkanlıkların kontrol altına alınması gerekir. Asidik gıdalar ve içecekler, diş dolgusunun zamanla aşınmasına ve renklenmesine yol açabilir.”

Bu belirtiler dolgunun yenilenmesi gerektiğine işaret ediyor…

Diş dolgularının yenilenmesini gerektirecek durumlar olduğuna da dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özge Mimir, “Ağrı veya hassasiyet, dolguda çatlaklar, kırılmalar veya şekil bozuklukları, diş etlerinde iltihap, dolgunun gevşemesi veya düşmesi, diş renginin veya görünümünün değişmesi gibi belirtiler gözlemlendiğinde, bir diş hekimine başvurmak, durumu değerlendirmek ve gerekirse dolgu yenileme işlemi yapmak önemlidir.” dedi.

Bu belirtilerin dolgunun altında yeni bir çürük oluştuğunun ya da diş çatlağının meydana geldiğini gösterebileceğinin altını çizen Mimir, “Aynı zamanda dolgu yapılan dişin farklı bir bölgesinde yeni çürük oluşmuş olma ihtimali de bulunabilir. Eğer dolgu kırılmış veya çatlamışsa, yiyeceklerin içine girmesi ve dişin daha fazla hasar görmesi olasılığı artar.   Bu durumda dişin çekilmesi ya da kron (protez) yapılması gerekebilir. Diş etlerinde şişlik, kanama veya ağrı, dolgunun altındaki dişte çürük veya enfeksiyon belirtisi olabilir.  Ayrıca yapılmış olan dolgunun uyumsuz olması diş eti iltihabına sebep olabilir. Dolgu yerinden oynarsa, bu da yenilenmesi gerektiğine işaret eder.” diyerek sözlerini tamamladı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ağız bakım alışkanlıkları dolgunun ömrünü etkiliyor!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin